Düğünümüz cumartesi günüydü ve pazar gecesi balayı yolculuğumuz başladı :))
Gece saat 2'de Gaziantep'ten Belek'e doğru Konya istikameti üzerinden yola çıktık. Arabada uzun uzun sohbetler, yolculuk için hazırladığım çerezler, meyvelerle uykumuz hiç gelmedi :)
Sabah 7 gibi yolumuzun üzerinde olan Tınaztepe Mağaraları'nın orada Zirve Tınaztepe Dinlenme Tesisinde kahvaltımızı yapmak için durduk. Bizim gibi kahvaltı yapmak için duran çok fazla kişi vardı, tıklım tıklım doluydu :) Dışarısı buz gibi soğuk olduğundan herkes içeriye hücum etmiş :) Küçük sahanlarda gelen kahvaltılarımızı yaptık, söyledikleri gibi köy kahvaltısıydı:) Kahvaltımızın ardından biraz dışarı çıkıp, tatlı tatlı üşüyerek etrafta gezindik, birkaç fotoğraf çekildik :) Sonra tekrar arabamıza binip yola devam ettik.
Gece saat 2'de Gaziantep'ten Belek'e doğru Konya istikameti üzerinden yola çıktık. Arabada uzun uzun sohbetler, yolculuk için hazırladığım çerezler, meyvelerle uykumuz hiç gelmedi :)
Sabah 7 gibi yolumuzun üzerinde olan Tınaztepe Mağaraları'nın orada Zirve Tınaztepe Dinlenme Tesisinde kahvaltımızı yapmak için durduk. Bizim gibi kahvaltı yapmak için duran çok fazla kişi vardı, tıklım tıklım doluydu :) Dışarısı buz gibi soğuk olduğundan herkes içeriye hücum etmiş :) Küçük sahanlarda gelen kahvaltılarımızı yaptık, söyledikleri gibi köy kahvaltısıydı:) Kahvaltımızın ardından biraz dışarı çıkıp, tatlı tatlı üşüyerek etrafta gezindik, birkaç fotoğraf çekildik :) Sonra tekrar arabamıza binip yola devam ettik.
Antalya'ya kadar gelmişken Manavgat Şelalesine de gidelim dedik, yolculuğumuz boyunca bize yardım eden Siri'den yol tarifimizi aldık ve Manavgat Şelalesi'nin büyüleyici güzelliğini bizzat tasdik ettik :) Gerçekten müthişti, kenardan bakmakla kalmadık, engin yerinde suya ayaklarımızı soktuk, taşların üzerinde biraz kendimizi serinlettik :)
Artık yolculuk bu kadar yeter deyip, otelimize geldik. Otelimiz Ela Quality Resort Belek Hotel'di. Otele girmeden önce kocam ETS Tur hizmetinden önceden görüşmüş olduğu ve orayı tanıtıp gösterecek olan kişiyi aradı. Normalde otelin havaalanında balayı süitlerine özel karşılama hizmeti vardı fakat biz arabamızla geldiğimiz için otelin girişinde karşılandık. Karşılandık dediysem çok bir şey beklemeyin :) Girerken bana bir buket çiçek hediye edildi :) Şampanya patlatacaklardı ancak tesettürlü olduğumdan içmek istemezseniz şerbet ikramı yapalım dediler :) Güllü güzel bir şerbet ikram ettiler :)
5 gün 4 gece kalacağımız otelimiz kırmızı, içten yanan ateşe benzer ancak çok orijinal ışıklandırmalar, zarif detaylarla güzel yapılmıştı. Odamıza çıkmadan önce otel hakkında bilgiler verildi. Ana restaurant olan Enderun Ana Restaurant otel binamızın içinde ve kahvaltı, brunch, öğle yemeği, akşam yemeği, gece yemeği olarak saat aralıklarında hizmet veriyordu. Biz balayı suitinde konaklayacağımız için her gece bir resturantta önceden randevumuz yapılmıştı. Normalde otele gitmeden önce konukların yaptıkları rezarvasyonları Ets Tur hizmetinden yaralandığımız için onlar ayarlamışlardı. Tabi ki istediğimizle değiştirebiliyoruz :)
İlk akşam Osmanlı Restoranı olan Kuşhane'de, ikinci akşam La Perla'da İtalyan restoranında, üçüncü akşam Meksika restoranı olan La Salsa'da, son akşam deniz mahsulleri yemekleri olan Alarga'da randevumuz alınmıştı. Ancak biz ikinci gün Japon restoranına gitmek istedik. Doğrusunu söylemek gerekirse uzak doğu kültürünü çok merak ettiğimden ben istedim, eşim de kıramadı :)) Eşim rezervasyonumuzu değiştirmek için aradığında, bir tek Japon Restoranı olan Teppanyaki Hida ekstra ücrete tabi olduğu söylendi. Yine de ikinci gün Japon mutfağında yemek yemek için rezervasyonumuzu değiştirdik :)
Odamıza geldiğimizde gül yapraklarıyla süslenmişolduğunu gördük. Jakuzimiz su ve güllerle doluydu :) Çok güzeldi.
Odamızın fotoğrafını çekmek aklıma gelmedi o yüzden resmi internet sitesindeki fotoğrafı koyuyorum. Odamızın görüntüsü aynı böyleydi.
Mini buzdolabımızın üzerinde 'You have a suprise!' yazıyordu. İçinde bir sürü farklı içecek ve kocaman bir şampanya vardı. Ayrıca odanın girişindeki bir rafta bir sürü sıra sıra farklı içkiler vardı. Tabi ki bizi ilgilendirmeyen :) Odamızdan direk deniz görünüyordu :) Manzaramız harikaydı :)
Otel çok geniş bir alana kurulmuş, büyük otel binasının haricinde bir sürü ayrı binaları vardı. Göl evleri, villalar, restaurantlar gibi..
Banyo malzemelerimiz L'occitane'ydi. Çok beğendiğimi söylemeliyim.
Banyo malzemelerimiz L'occitane'ydi. Çok beğendiğimi söylemeliyim.
L'occitane banyo malzemeleri |
Otelin içinde ve dışında birçok kafe, bar vardı ve açık menü olarak, her şey dahildi. Odamızdan çıkıp havuza veya denize gittiğimizde yol üzerinde olan kafeden dondurmamızı yiyip, dönüşte bardan soğuk içeceğimizi alıyorduk ya da acıktıysak pasta veya kek :)
Oyun ve eğlence alanları çok fazlaydı. Her gün mutlaka oyun oynadık :) Çeşitli etkinliklere katıldık, mesela silah atış turnuvasına katıldık, kazanamasak da eğlenceliydi :) Her akşam olan farklı şovlar vardı, biz birine katıldık :) Arenası büyüktü ve kalabalıktı.
Oyun ve eğlence alanları çok fazlaydı. Her gün mutlaka oyun oynadık :) Çeşitli etkinliklere katıldık, mesela silah atış turnuvasına katıldık, kazanamasak da eğlenceliydi :) Her akşam olan farklı şovlar vardı, biz birine katıldık :) Arenası büyüktü ve kalabalıktı.
Otelin en genç çifti bizdik :)) Neredeyse herkes çocuklu ailelerdi. Birkaç tane daha bizim gibi çocuksuz çiftler vardı, ama azınlıktık :) Tam bir aile oteliydi. Nedeniyse bana göre çocuklar için düşünülmüş çok fazla programın olması, ana restaurantta çocukların boylarında onlara özel yemeklerin olması ve çok geniş bir alana kurulmuş, sadece çocuklara özel olan oyun alanıydı. Bu yerin duvarları insan boyunu aşıyor ve içinde türlü türlü oyun yerleri var.
Akşam yemekleri için gittiğimiz restaurantlarda iki kişilik romantik masalar ayırtılmıştı bizim için. Balayı suitlerine özelmiş. Mumlar ve güllerle süslenmiş en güzel yerdeki masalardı :)
Restarantlardaki yemeklerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle şunu söyleyeyim, yemeklerin adlarından unuttuklarım var :) Çünkü hep bilmediğim yemeklerdi ve yeni duydum adlarını :))
Masamıza oturduğumuzda atışıtırmalık yemekler, mezeler oluyor, menü geldiğinde ana yemek, ara yemek tatlımızı ve içeceğimizi seçiyoruz. Ana yemek restaurantı olan Enderun'da yemekler açık büfe, diğerleri bu şekilde.
Osmanlı restaurantı ana binadaydı. İlk yemeğimizi iyi ki burada yedik :) Çok şatafatlı düzenlenmiş iç mekanı vardı. Balkonuna geçip orada oturduk, yaz olduğu için sanırım herkes dışarıdaydı.
Kuşhane (Osmanlı Restaurantı) |
Kuşhane (Osmanlı Restaurantı) |
Kuşhane'de harika yemekler vardı, atalarımız ağızlarının tatlarını biliyorlarmış dedik :))
Kuşhane (Osmanlı Restaurantı) |
Kuşhane'de yemeklerimizin isimlerini hep unuttum, bir tek sebzeli hudar çorbasını hatırlıyorum. Çok beğendiğim kıvamlı bir çorbaydı.
İkinci akşamımızda Japon restaurantı Teppanyaki Hida'ya gittik. Yine ana binadaydı. Doğrusunu söylemek gerekirse yemeklerini hiç beğenmedim, ya aşçılar çok kötüydü ya da japon yemeklerini beğenmedik. Buna karşın görüntüleri müthişti. Ne kadar sevmesem de hepsinin tatlarına baktım, kendimi zorladım diyebilirim :)) Eşim hiç yiyemedi, buardan çıkışta Enderun'da gece yemeği için kapıların açılmasını bekledik :))
Teppenyaki Hida (Japon Restaurantı) |
Bu şekilde olan masaları tercih ettik. İstersek şov masaları da vardı. Kore dizilerindeki gibi, yemeklerin konukların yanında yapıldığı masalar. Kalabalık olacağı için orada oturmadık. Açıkçası buraya girdiğimde o kadar mutlu oldum ki heyecanım yüzümdeydi :)) Bu şekilde ayaklarımızın yerin aşağısında olduğu geleneksel masaları sürekli kore dizilerinde görüyordum ve bayılıyordum. Tabi ki çok beğendim :) Özellikle de Personal Taste'yi izleyenler ne demek istediğimi çok iyi anladılar :)
Masamızın önünde geleneksel tütsü yaktılar. Çok hoşuma gitti :)
Geleneksel Japon tütsüsü |
Geleneksel Japon tütsüsü |
Suşi |
Kırmızılı olanlar havyarlı, ortası yeşil olanlar salatalıklı, ortası kırmızı olanlar yengeç bacaklı, ortası somon rengi olanlar somon balıklıydı.
Tatlarını beğenmememe rağmen belki yersem alışırım diyerek baya yedim. Hiç beğenmedim :/
Suşi |
Ara yemekler olarak ben kalamar istedim, eşim somon balığı. Kalamarlar bizim bildiğimiz gibi yuvarlamasına değil, düz olarak kesilmişti. Her ikisi de çiğ denilebilecek kadarcık haşlanmıştı. Tabii ki yine yiyemedik :))
Kalamar ve somon balığı |
Yanında gelen soslar güzel denilebilecek gibiydi. Sadece çok acı bir sos olan kırmızı sosun adını hatırlıyorum :) Vasabi.
Kalamar |
Söylediğim gibi bir tek Japon Restaurantı balayı suitine dahil değildi. O yüzden ödemesini yaptık. Tabi ki otelden çıkışta :)
Masamızda olan bu bitkiyi ilk defa gördüm, canlıymış :)
Masamızdaki bir Japon bitkisi |
Üçüncü gün Meksika restaurantı olan La Salsa'ya gittik. Gerçekten yemekler çok lezzetliydi. Favorimiz tavuklardı.
La Salsa Göl Evlerinin orada ayrı bir binaydı. Manzarası güzeldi.
La Salsa'da masamızdan çevrenin görüntüsü |
Masamıza oturduğumuzda bir çok yemek vardı, çok merak ettiğim taco dahil. Biraz ağır gelmesine rağmen tadı çok güzeldi. Dışı çıtır hamur, içi kıymalı geleneksel yemeklerinden.
Tako |
İlk gelen ana yemeklerimiz müthişti. Yanyana kuzu eti, tavuk eti ve dana eti özel soslarında pişirilmiş. Yumuşacık ve harika pişmişti.
Ana yemeklerimiz |
Diğer gelen yemekler meksika pişisi ve meksika gözlemesiydi. Yine güzeldi :)
Meksika gözlemesi |
Karidesin en doğal haliyle gelen salatamız bu şekildeydi. İnanamıyorum kendime ama yedim :) Tadı fena değildi, sadece görüntüsü hoşuma gitmedi. İçinde bir de mango ve marul vardı.
Karidesli salatası |
Özel sosta pişirilmiş Meksika usulü tavuk çok güzeldi.
Tatlılarımız kızarmış dondurma, kızarmış elma ve kızarmış muzdu. Hepsi de güzeldi, hatta bunların üçünü de evimde yapmak istiyorum :)
Meksika usulü pişirilmiş tavuk |
Kızarmış donurma, kızarmış elma ve kızarmış muz tatlıları |
Kızarmış elma tatlısı |
Kızarmış dondurma |
Sunumlar da çok güzeldi bu arada :)
Son akşamımızda deniz kıyısında dört tarafı açık olan bir restauranttaydık. Havadar ve çok romantikti :) Alarga :)
Balıkları ızgara yedik ve tam yağlı, çok lezzetlilerdi :) Tazecik olduğu belliydi.
Eşimle ben balık yemeye bayılırız bu arada. O yüzden son günümüzde balık yemek istedik. Bizim klasiğimiz olarak kalamar ile başladık. Kalamarlar tam istediğimiz gibiydi. O yüzden ikinciyi de aldık :)
Levrek ve dil balığı |
Pişmiş soğan, filenin içinde dilimlenmiş limon ve rokayla servis ettiler. Levrek ve dil balığını önce istedik. Sonrasında mezgit balığı geldi. Harikaydı hepsi de :)
Mezgit balığı |
Sofradan kalkmadan suflemizi yedik. Alarga suflesiyle de meşhurmuş, haklı gururu yaşıyorlar :)
Sufle |
Yemeklerin ardından otel bahçesinden iki fotoğraf paylaşmak istiyorum. Çok beğendim, eminim siz de beğeneceksiniz :)
Enderun'un önü |
Enderun'un önü |
Harika geçen bir tatilden eve dönüşümüz de çok güzeldi.
Otelden ayrılırken bizi şaşırtan ve gülümseten bir ayrıntıyı söylemek istiyorum. Arkamızdan ibrikle su döküldü,tez gelelim diye herhalde :D Eşim de ben de kendimizi tutamayıp baya güldük :) Ayrıca arabamıza su, peçete, ıslak mendil, koku gibi ürünler bırakmışlardı. Müşterilerinin otelden memnun ayrılmalarına ne kadar önem verdiklerinin güzel bir göstergesi oldu :)
Dönüş yolumuzu Antalya üzerinden yaptık. Geze geze gelmiş olduk :) Manzaralar müthişti. Yeni yapılan köprüler sayesinde daha çabuk geldik. Yolumuzu baya kısalttı çünkü.
Mersine varmadan Narlıkuyu'da Orfoz Balık Restaurant'ında ziyafet çektik :) Osmaniye'de durup annemgille beraber çayımızı içip Antep'e tekrar evimize geldik :))
Sevgiler :)
kızarmış dondurmayı ilk defa duydum ve merak ettim.Fotolar ve yazı çok iyiydi.Rüya gibi :)
YanıtlayınSilBenim de işk defa duyduğum bir tatlı :) çok teşekkür ederim beğendiğiniz için :))
SilHer şey kusursuz gözüküyor ilk fotoğrafı görünce burası cennet olmalı dedim :) Evliliğinizi tenrik ederim, musmutlu huzur dolu günleriniz olsun :)
YanıtlayınSilÇok teşekkür ederim bu güzel sözlerin için :)
SilKızarmış dondurma gerçekten harika çok güzel bir balayı olmuş okurken ben bile mutlu hissettim kendimi mutluluklar 😊
YanıtlayınSil